Avrupa Merkez Bankası (ECB) Lideri Christine Lagarde, Amerikan düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Kurulu’nda (CFR) yaptığı konuşmada,Soğuk Savaş sonrası dönemde gelişen uluslararası kurumların ve ticaretin etkisiyle küresel fiyat zincirlerinin derinleştiğini, küresel arzın iç talepteki değişimlere karşı daha esnek hale geldiğini ve bunun da uzun bir süre görece düşük ve istikrarlı bir enflasyon dönemine yol açtığını hatırlattı.
Lagarde bu sayede merkez bankalarının arz yönlü kesintilere çok fazla önem vermeksizin talebi yönlendirerek enflasyon politikalarını uyguladıklarına dikkat çekti. “Ancak, bu görece istikrar dönemi artık yerini kalıcı istikrarsızlığa bırakıyor olabilir, bu da daha düşük büyüme, daha yüksek maliyetler ve belirsiz ticaret ortaklıkları ile sonuçlanır. Daha dirençli küresel arz yerine, tekrarlanan arz şokları riskini alabiliriz. Son olaylar, arzın istikrarlı küresel koşullar için ne kadar kritik olduğunu ortaya çıkardı. bağlantılı olduğu kanıtlandıdiye değerlendirdi.
lagarde, bunun Avrupa güç krizinde de görüldüğünü belirterek.Amerika Birleşik Devletleri’nin en az 14 kritik mineral için tamamen ithalata bağımlı olduğunu ve Avrupa’nın da nadir toprak elementleri arzının yüzde 98’i için Çin’e bağlı olduğunu açıkladı.
Bu alanlardaki arz kesintilerinin otomobil endüstrisi ve elektrikli araç üretimi gibi kritik parçaları etkileyebileceğine değinen Lagarde, hükümetlerin buna cevaben adımlar attığını hatırlattı.
Lagarde, “stratejik özerklik” kapsamında atılan bu adımların küresel ekonomideki ayrışmayı hızlandırabileceğine değinerek, bunun merkez bankaları için de olası etkilerinin olabileceğini söyledi.
‘Çok kutuplu bir dünya görülebilir ve yeni ticaret modellerinin ödemeler, uluslararası döviz rezervleri üzerinde etkileri olabilir’
Jeopolitik risklerin yüksek enflasyona, düşük ekonomik aktiviteye ve uluslararası ticaretin azalmasına yol açtığına işaret eden Lagarde, “Küresel değer zincirleri jeopolitik hatlar boyunca parçalanırsa, tüketici fiyatlarının küresel seviyesindeki artış, 2018’de yaklaşık yüzde 5 arasında değişebilir. kısa vadede ve uzun vadede kabaca yüzde 1.” dedi.
Lagarde, çok kutuplu bir dünyanın görülebileceğini ve yeni ticaret modellerinin ödemeler ve döviz rezervleri üzerinde etkileri olabileceğini kaydetti.
Çin’in son yıllarda küresel ekonomide gelişen konumundan bahseden Lagarde, yeni ticari ittifakların rezerv varlıklar üzerindeki etkisine değindi.
Lagarde, bunların Batı ödeme sistemlerine ve para birimi çerçevelerine olan bağımlılıklarını azaltmak isteyen belirli ülkeler için bir fırsat yaratabileceğini söyledi.
Lagarde, bazı ülkelerin ticarette alternatif para birimlerini kullanma niyetine ve SWIFT’e alternatif yaratma çabalarına işaret ederek, şunları kaydetti: “Bu gelişmeler, ABD doları veya avro için yakın bir hakimiyet kaybına işaret etmiyor. Şimdiye kadar, veriler uluslararası para birimlerinin kullanımında önemli bir değişiklik göstermiyor, ancak uluslararası para birimi statüsünün artık hafife alınmaması gerektiğini gösteriyor.”ifadelerini kullandı.
